12 Eylül 2013 Perşembe

Sivil Toplum Kuruluşları ve sosyal medya


Türkiye'de ve dünyada sivil toplum anlayışı hızlı bir şekilde yaygınlaşmakta. Çevre, Doğa, hayvan hakları, insan hakları, demokrasi, çocuk, gençlik, eğitim, hukuk,yerel yönetimler, mesleki kuruluşlar, ekonomik alanlar, kültür ve sanat, sağlık, enerji, tarih hemen hemen her alanda çok yoğun bir şekilde sivil toplum kuruluşları platform, vakıf, dernek, oda isimleri altında örgütlenmektedir.

Sivil toplum, bu örgütlenme ile karar mekanizmalarında söz sahibi ve etkili olmayı gerçekleştirmektedir. Kısacası insanlar yaşadıkları şehirlerin yönetimlerinde ve orada ki sosyal hayat da katılımcı olmayı arzulamakta ve bunu da gerçekleştirmektedirler.

Bu katılımcılık yeni fikirler ve vizyonlar getirmektedir.  Katılımcılığın kurumsallaşması. İnsanlığın lehine olacaktır. Katılımcılığa yeni bir alan daha girmiştir. Bu yeni alan sosyal medyadır. Sosyal medya toplum üzerinde ve toplumsal hareketlerde son derece etkili ve belirleyici olmaya başlamıştır. Arap baharında görülen bu etki Türkiye'de de Gezi Parkı direnişi sırasında da kendini göstermiştir. Fakat sosyal medyada bir tehlike vardır. Bu tehlike ise yalan bilgi ve paylaşımlar ile demokrasi dışı ve şiddete sebebiyet verecek hale getirilmesidir. Bu nokta da sosyal medyayı kullananların bu oyuna gelmemesi ve her bilgiye hemen inanmaması gerekmektedir.
Katılımcı demokrasi, Sivil toplum örgütlenmesi ve sosyal medya insanlık için, hak, hukuk, güzel bir dünya için olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder