Sağlık, Spor, Sinema, Müzik, Bilgi, makale,sözler,Yemek tarifleri,nostalji, AÖF Ders notları, Otomobil, Araştırma, Bilim, Haber,siyaset, Devletler, Türk Cumhuriyetleri, Eğitim, Magazin, Kültür sanat, Teknoloji Bafra ile ilgili paylaşımlar
31 Ağustos 2013 Cumartesi
Sağlıklı yaşam için spor yapmak
Toplu ulaşım taşıtlarını kullanmamızın yanında, özel araçlarımızı kullanmamız nedeniyle en kısa mesafelere bile araç kullanıyoruz. Masa başlarında çalışıyoruz. Katlara çıkarken asansör kullanıyoruz. İletişimlerimizi telefonla yapıyoruz. Bilgisayar başından kalkmıyoruz. kahvehanelerde, cafelerde oturuyoruz. Kısacası hareketsiz bir yaşamımız var. Bu durum başta kalp, tansiyon ve diyabet rahatsızlıklarını da beraberinde getirecektir. Yaşımıza göre yürüyüş yapmak, koşmak, yüzmek, egzersizler yapmak, bisiklet sürmek, aerobik yapmak gibi sportif etkinliklerde bulunmamız gerekir. Spor yapmaya başlamadan önce bir doktora görünmek ve onun talimatlarına göre hareket etmek gerekir. Yapacağımız bu sporlar bizleri hem saydığımız hastalıklardan korurken, hemde aldığımız kalorileri de yakmamızı sağlayacak fazla kilolardan bizleri kurtaracaktır. yarın demeden bir an önce spora başlamamız en azından haftada 3-4 gün yarım saat de olsa yürüyüş yapmamız ilerleyen yıllar için bizlere faydası olacaktır. Çalışan demir pas tutmaz misali spor yaparak vücudumuzu dinç tutar ve direncimizi artırırız.
Çevre ve şehirçilik
Şehirlerimiz hızla betonlaşıyor. Kaçak ve kontrolsüz yapılaşma hızla şehirlere hakim oluyor. sahiller ve ormanlarımız talan ediliyor. Estetik ve mimariden yoksun yapılar çoğalıyor. Deprem tehlikesi hiç dikkate alınmadan inşaatlar yapılıyor. Şehirlerimiz hedefsiz.
Galatasaray Gruptan çıkacak
Şampiyonlar liginde R.Madrid, Juventus ve Kopenhang ile birlikte mücadele edecek olan temsilcimiz Galatasaray'ın bu gruptan ilk ikiye girerek çıkacağına en az yarı final oynayacağına inanıyorum. Galatasaray'ın oturmuş bir kadrosu ve uluslararası tecrübesi fazla olan futbolcuları ve deneyimli bir teknik adamı var. Bu artılar ve bir maraton takımı olan Galatasaray bu artıları ile başarılı olacaktır. Muhteşem seyircisi ise iç saha maçlarında ayrı bir avantajı olacaktır.
Fenerbahçe ve Beşiktaş Kupaları geri vermeli mi?
3 Temmuz 2011 tarihinde Türk Futboluna bomba gibi düşen şike konusu 2 büyük kulübümüzün Türkiye'de ve uluslararası alanda imajını mutlak olarak düşürdü. Bu süreçte son olarak CAS'ın verdiği karar kulüplerimizin imajlarına verdiği büyük zarar yanında ciddi ekonomik kayıplarda yaşamasına neden oldu. TFF ayrı bir yol izlerken UEFA af etmedi. ortada bu iki takımımızın kazandığı Süper lig şampiyonluk kupası ile Türkiye kupası bulunuyor. Soru bu iki kupa Trabzonspor ve İstanbul Büyükşehir Belediyespora verilecek mi? Verilmeli mi? TFF vermekten yana değil. Şimdi Mahkemelerin kararları Yargıtay tarafından onanır ve tüm yargı süreçleri tamamlandığında değişen bir durum olmazsa TFF acaba kupaları verecek mi?
Sizlerin bu konuda görüşleri nelerdir. Paylaşırmısınız? Sizce UEFA ve CAS adil davrandı mı?
Sizlerin bu konuda görüşleri nelerdir. Paylaşırmısınız? Sizce UEFA ve CAS adil davrandı mı?
Hayat Düz bir çizgi değil
Hayat düz bir çizgi değildir. hayatın inişleri ve yokuşları vardır. Her iki durumda da ayaklarımız yere sağlam basmalıdır. Her iki durumda da umutlarımız ve hedeflerimiz devam etmelidir.
Kadınlardaki stresin en yaygın nedeni
Oxford Üniversitesi'nden Prof. Daniel Freeman ulusal çapta ilk sistematik ruhsal sağlık araştırmasının psikolojik bozuklukların kadınlarda yüzde 20-40 gibi erkeklerden daha yaygın olduğunun saptandığını söyledi.
Stresin en iyi ilacı: Siyah çay
Bilim adamlarının son yaptığı araştırmaya göre siyah çay, vücuttaki stres hormonları seviyesinde doğrudan etki yapıyor.
Siyah noktalardan kurtulmanın kolay yolları
Pek çok kadının ortak sorunlarından biri de siyah noktalar. Özellikle yağlı ve geniş gözenekli ciltlerde oluşan siyah noktaların ana sebebi, beslenme ve gün boyunca cildimizde biriken kir, yağ hatta makyaj. Sivilce ise siyah noktanın bir ileri evresi, bu yüzden sivilceye dönüşmeden önce siyah noktalar kurtulmak gerekiyor. İşte size yardımcı olacak siyah nokta temizleme tavsiyeleri:-Siyah noktaları temizleyebilmek için öncelikle gözenekleri açmamız gerekiyor. Bunun için en iyi yol buhar banyosu. Başınızın üstüne bir çarşaf veya havlu örterek geniş bir kapa koyduğunuz sıcak suyun buharına yüzünüzü tutun. 5-10 dakika bekledikten sonra siyah noktalarınız daha kolay temizlenecektir.-Siyah noktalarınızı temizlemek için sıkmak kesinlikle doğru bir yöntem değil. Bunun yerine iğnesinin çıkarttığınız şırıngayla siyah noktaların üzerine hafifçe bastırarak onları çıkartmayı deneyebilirsiniz. -Şırıngayla çıkaramadığınız siyah noktalarla sakın inatlaşmayın. Bu yüzünüzle leke, iz bırakabilir. Kalan siyah noktalar için çözüm ise peeling. Evde yapabilceğiniz peeling tarifi Bir çay kaşığı Türk kahvesi, bir çay kaşığı toz şeker ve biraz da balı karıştırarak elde ettiğiniz karışımı ovalayarak yüzünüze sürün. Yuvarlak ve yumuşak hareketlerle uygulayın. Sert davranmak veya bastırmak cildinizi tahriş edip kızarmasına yol açabilir. Türk kahvesinin canlandırıcı etkisi, balın ise nemlendirici etkisi cildinize iyi gelirken toz şeker ölü derileri temizlemeye yarayacak. Peelingleri haftada 2 defadan fazla uygulamamak gerekiyor.-Peelingten sonra yine evde yapabilceğiniz pek çok maske tarifi mevcut. İşte onlardan birkaçı:Sıcak bal maskesi: 2 yemek kaşığı balı hafifçe ısıtın ve içine 2 yemek kaşığı buğday tohumu ekleyerek iyice karıştırın. Yüzünüze sürün ve gerekli gördüğünüz bölgeleri 3-4 dk boyunca yavaşça ovalayın. Ovduktan sonra 15-20 dk bekleyin ve ılık suyla yıkayın.Yulaflı maske: 1 çorba kaşığı yulaf ununu suda pişirin. Koyu bulamaç halini aldıktan sonra içine 1 tatlı kaşığı badem unu katın ve bu karışımla yüzünüzü ovun. 15 dakika bekledikten sonra ılık suyla yıkayın.Limonlu maske: Bir kaba 1 yumurta akı ve yarım limon suyu ekleyerek karıştırın. Ardından kısık ateşte ısıtın. Karışım katılaştıktan sonra soğutun ve yüzünüze uygulayın. 15 dakika bekledikten sonra ılık suyla yıkayın.-Bu aşamadan sonra gözenekleri açık bırakmamak için toniklemek gerekiyor. Tabi yine evinizde zaten olan doğal tonikler de var; yeşil çay, elma sirkesi, maden suyu veya gül suyu.-Temizlenen siyah noktaların tekrarlamaması için mutlaka bir temizleme jeli ile sabah akşam yüzünüzü yıkayın. -Bu uygulamaları hafta 1 veya 2 kez uygulayabilirsiniz.-Siyah noktalarınızdan arındığınıza inanıyorsanız gözeneklerinizi sıkılaştırmak için aşağıdaki maskeleri uygulayın: Gözenekleri temizleyip sıkılaştıran maske: 1 çorba kaşığı balı, 1 yumurta, 1 tatlı kaşığı ufalanarak kurutulmuş papatya ve 1 tatlı kaşığı ince kıyılmış taze nane ile karıştırarak yüzünüze ve ensenize sürün. 10-15 dk bekledikten sonra ılık su ile durulayın. Geniş gözenekleri sıkılaştırıcı maske: Püre haline getirilmiş ya da dilimlenmiş domatesleri yüzünüze sürün. Kuruduktan sonra soğuk su ile cildinizi durulayın. Gözenekler için derin bakım ve temizlik: 100 lt kaynamış suya yarım limonun suyu ve kabuklarını, ardından 1 avuç dolusu bitki (biberiye, kekik, nane, mercanköşk, fesleğen, karanfil, maydanoz, kimyon, anason ya da rezene, papatya, lavanta ya da mürver çiçeği. (not: evinizde hangileri varsa) ekleyin. Sonra kabı masanın üzerine koyun ve saçınızı şeffaf bone ya da havlu ile kapatın. 25 cm\'lik mesafeyle yüzünüzü 15 dk boyunca kaynamış suya tutun. Ardından soğuk su ile yüzünüzü durulayın.
Hamilelikte sigara içmenin bebeğe zararları
Sigaranın içerdiği zift, nikotin, karbon monoksit ve diğer zehirli birçok madde üst solunum yollarına, buradan bronşlara ve kana geçer, böylece de solunum sistemi, kalp ve damarlar olmak üzere vücudun tüm organ sistemlerine zarar verir.Hamilelik esnasında göbek kordonu yoluyla anne bebek kanı alışveriş halindedir. Annenin sigara ile aldığı tüm zehirli maddeler bu alışverişte bebeğe direkt geçer. NİKOTİN kuvvetli bir damar büzücü ajandır. Rahme giden kan akımını azaltır. KARBON MONOKSİT hücrelere zarar vererek gelişme geriliğine neden olabilir, ayrıca kanın oksijen taşıma yeteneğini azaltır. Anne kanında oksijen azalınca bebeğe giden oksijen miktarı ve diğer besin maddeleri de azalacaktır. Sigaranın bebek üzerindeki bu olumsuz etkilerini 10 başlıkta toplarsak: 1- Erken doğum eylemine neden olur. Zamanında gebelik haftası 38 - 40 hafta olarak kabul edilir. 38 haftadan çok daha önce doğumun gerçekleşmesine neden olur. 2- Erken membran rüptürü: Doğum eylemi esnasında açılması gereken su kesesinin olması gereken zamandan çok önce açılması, bebeğin gelişimini tamamlamadan doğum yoluna girmesine neden olur.3- İntrauterin gelişme geriliği: Sigara bebeğe giden kandaki oksijen ve besin maddelerinde azalmaya neden olarak, anne karnında bebeğin gelişiminin geri kalmasına neden olmasıdır. 4 - İntrauerin exitus: Bebeğin anne rahminde ani ölmesidir. 5- Preaklampsi: Tansiyon yükselmesi, idrarda protein çıkması, vücutta aşırı ödem, görme bulanıklığı ile giden gebelik zehirlenmesi tablosudur. Anne ve bebek hayatı için risk söz konusudur. 6- Hipertansiyon: Nikotinin damar büzücü, daraltıcı etkisi ile gebedeki tansiyon yükselmesidir. Bu durumda bebeğin beslenmesi üzerine olumsuz etki yapacaktır. 7- Dekolman Plasenta: Plasentanın erken ayrılmasıdır. Normal şartlarda doğum eylemi esnasında bebeğin doğumunu takiben plasenta ayrılır. Dekolman plasentada ise bebek anne rahminde iken plasentanın zamansız ayrılması ve tehlikeli boyutlarda kanamanın olmasıdır. 8- Respiratuar Distres sendromu: Doğum sonrası bebeğin solunum sıkıntısı olmasıdır. Prematür dediğimiz erken doğan bebeklerde akciğerlerin gelişmemesi sonucu ölümcül olabilen solunum sıkıntısı sigara içilen gebeliklerde daha sık gözlenmektedir. 9- Süt miktarının azalması: Lohusalık döneminde süt miktarının azalmasına neden olmaktadır. 10- Yine lohusalık döneminde sütün C vitamini seviyesinde ve besleyici etkisinin azalmasında rol oynamaktadır.
Doktor Oğuz : Dar Kıyafetler reflüye neden olur.
KBB Uzmanı Prof. Dr. Haldun Oğuz, reflüden korunmak için karınınızı sıkan dar kıyafetler giyilmemesi gerektiği söyledi.Oğuz yaptığı açıklamada, mide içerisinde asitli sıvının geriye yani yemek borusu ve daha yukarısında yer alan boğaz, gırtlak bölgesine geri kaçışına "boğaz reflüsü" adı verildiğini kaydederken, reflüye bağlı oluşan şikayetlerin ya asidin doğrudan etkisine, ya da boğaz çevresindeki dokuların aside verdiği cevaba bağlı olduğunu ifade etti.Oğuz, en sık görülen şikayetlerin boğazda takılma bir şey varmış, yutamıyormuş gibi olma hissi, ses kısıklığı, yutma sırasında ağrı, boğazda yanma, ağza acı su gelmesi, göğüs ortasında ağrı, yemek yedikten sonra öksürük olarak açıklandığını vurgulayarak, "Bunların yanı sıra sık boğaz temizleme, hazımsızlık hissi de olabiliyor" dedi.Oğuz, reflüden korunmada etkili olabilecek ana yöntemleri ise şöyle sıraladı:"Kilo almamak, optimum kiloyu korumak, karın bölgesini aşırı sıkan kıyafetlerden kaçınmak, yemeklerden hemen sonra yatmaktan kaçınmak, yemeklerden hemen sonra egzersiz yapmamak, eğilip kalkmamak, stresten kaçınma ile ilgili önlemler almak, aspirin gibi mideyi irrite edici ilaçları dikkatli ve doğru dozda kullanmak, karın solunumunu öğrenmek ve gün içerisinde uygulamak. Bunların dışında ise gece uyumadan yaklaşık 3 saat öncesinde su dışında hiçbir şey tüketmemek, yağlı, asitli, alkollü, domates soslu yiyeceklerin tüketimini sınırlamak reflüyü önler."Reflü şikayetlerinin birçok başka hastalık tarafından da oluşturulabildiğini söyleyen Oğuz, reflü şikayetleri olan hastanın bir kulak burun boğaz hekimi tarafından muayene edilmesi gerektiğine dikkat çekti.Oğuz, hastalık tanısı koyulduktan ve diğer hastalıklarla ayırıcı tanısı yapıldıktan sonra tedavi yönteminin belirlendiğini ifade ederken, ilaç tedavileri ve ilaca dirençli nadir olguların ise cerrahi yöntemlerle tedavi edilebilindiğini sözlerine ekledi.
Petit beurre pastası
Misafirlerinize petit beurre pastası ikram edin...
Petit beurre pastası malzemeleri
400 gr petit beurre bisküvi,250 ml kahve
Kreması için
500 ml süt,60 gr mısır nişastası,180 gr toz şeker,50 gr tereyağı,4 yumurta,1 paket vanilya,Tuz
500 ml süt,60 gr mısır nişastası,180 gr toz şeker,50 gr tereyağı,4 yumurta,1 paket vanilya,Tuz
üzeri için
2 yemek kaşığı pudra şeker,350 ml krema,Kakao
2 yemek kaşığı pudra şeker,350 ml krema,Kakao
Petit beurre pastası hazırlanışı
Yumurtaların akları ile sarılarını ayırın. Akları 1 tutam tuz ile katılaşıncaya kadar çırpın ve buzdolabında bekletin. Yumurta sarıları, mısır nişastası ve 150 ml sütü bir kasede iyice çırpın. Kalan sütü bir tencereye alıp vanilya, şeker ekleyin ve orta ateşte ısıtın. Yumurta sarısı karışımını ince ince ekleyip hızlıca karıştırın ve kıvam alıncaya kadar pişirin. Ocaktan alıp tereyağı ve yumurta akını ekleyerek karıştırın. Tekrar ocağa yerleştirip 2 dakika daha karıştırarak pişirin. isküvileri kahveye batırıp kare bir kalıbın tabanına tek kat dizin. Kremanın 1/3 ünü bisküvilerin üzerine yayın. üzerine tekrar kahveye batırılmış bisküvileri dizip kremanın yarısını ekleyin. İşlemi bir kez daha tekrarlayın. En üste ıslatılmış bisküvi dizin. Kremayı pudra şeker ile koyulaşıncaya kadar çırpın ve bisküvinin üzerine yayın. Buzdolabında 1 saat soğutun. En üste kakao serpiştirip süsleyerek servis yapın.
Boyun fıtığı hakkında bilinmesi gerekenler
Boyun ağrıları, boyun omurgasını oluşturan ve "omur" ismi verilen kemiklerin, eklemlerin, omurların arasında yer alan disklerin ve omurga çevresindeki kas ile bağların bozulması sonucu gelişiyor.
KIZILIRMAK DELTA AND BIRDS’ PARADISE
KIZILIRMAK
DELTA AND BIRDS’ PARADISE
Kızılırmak
Delta is the biggest wetland area at the Black Sea coast of Turkey, which has
protected its natural characteristic to some point. It’s also one of the
biggest deltas of Turkey which is composed of alluvions carried by the
Kızılırmak river. The region, called as Kızılırmak Delta, is located within
Samsun in the administrative sense, also in Bafra -where Kızılırmak flows into
the sea- in the geographical sense and on the northern side of Samsun-Sinop
road which lies in between 19 Mayıs and Alacam towns. Delta rises in steps from
sea upto the south. At the back side of the delta, there exist 600-800 meter high platos
which lie through Kızılırmak and which compose the first line of Kuzey Anadolu
Mountains. At the further back, there are mountains that are 1.000-1.500 meters high.
Delta had geologically been formed in a very short time like one-two thousand
years.
The overall
area of Kızılırmak Delta is about 56.000 hectares .
There are wetland areas running paralel along the coastline at both sides of
the delta. Delta is composed of two fields. In the first one, which is around 13400 hectares and
is found in the eastern part, there are 6 lakes (Liman Balık, Uzun, Cernek,
Gıcı and Tatlı) and in the second one which is around 2710 hectares and
found in the western side, there areKarabogaz Lake and Mulk Lake. In the delta,
there exist many different habitats with different echologic characters such as
halophytes, rivers, reed fields, wet grass, pasturages, forests with broadleaf
tress, coastal dunes, dune grasses, agricultural fields and settlement fields.
The delta is also a rich source of nutritional products and offers a moderate
weather condition which all together create a unique biological diversity.
Kızılırmak Delta is also one of the most productive natural sides of Turkey
where micro and macro fauna reache a very high production level.
It has been
determined that in Kızılırmak Delta, there are approximately 316 plantal taxons
which are composed of 228 sub-taxons connected with 74 families. Most of these
taxons are widely distributed and include elements from European-Siberian
floristic region. In this area, only about 50% of the families known in Turkey
do exist. However, the distribution of species are not balanced even though the
number of families are high.
In the lakes,
Potamogeton species; at the lake coasts Phragmites and Typha species lay
whereas the quags are covered with reeds, sedgies and bullrushes (Scirpus
lacustris). One can also observe floras which look like maquis and are composed
of heathes and small woodlands. The Geleriç Forest, situated on the east of
Uzungöl, is all covered with white alders (alnus) and ash trees and is one of
the unique mountains of our country thanks to this characteristic. In the
delta, Cyperaceae and Juncaceae families, which are mostly grown in wet areas,
show a great diversity with 24 taxons. All these findings show how rich the
delta is in terms of bio-diversity and bio-reserves.
As a result
of the ongoing studies, there have been 323 bird species determined in
Kızılırmak Delta. This number refers to 70% of all birds in Turkey and is the
highest number of bird species determined in one specific field after Goksu
Delta (332 species). When we compare the number of bird species breeding in
Kızılırmak Delta with the others, we see that the number in Sultan Reed-Bed is
almost 136 (1985) and almost same as in Kızılırmak Delta. In a bird species
research made in 1989 in
Goksu Delta, it has been observed that there are 59 species definitely breeding
and 17 suspiciously breeding in the area. On the other hand, Kızılırmak Delta
has the status of Ramsar and OKA and within its territory, there are 121 bird
species definitely breeding and 19 possibly breeding. The existence and the number
of typical wet fields in the area show the importance of the Delta. Among the
birds breeding in Kızılırmak Delta, the following ones are breeding in the
field: Pelecanus, crisbus, Botaurus stellaris (200-250), Egratta alba (11 –
15), Egratta garzetta (230), Ardea purpurea (475-500), Ciconia nigra (30-35),
Ciconia ciconia (125-130), Platalea leucorodia (76) and Grus grus (40 – 50);
whereas the following ones are breeding in the reed-bed: Circus aeruginosus
(250-275), Rallus aquaticus (500 -700), Fulica atra (500 – 1.000), Locustella
luscinoides (500 – 700), Acrocephalus melenopogon (1.000 – 1500), Acrocephalus
scirpaceus (500 – 750), Acrocephalus arundinaceus (275 – 325) and Emberiza
schoenicus (800 – 1200). Also Oxyura leucocephala, a unique bird species, is
observed in the field in the breeding season but is not yet seen while
breeding. Geleriç Forest is also a ideal place to breed for the members of
Passeriformes team (approximately 35
species).
Delta also
has an international value as a place where water birds overwinter. According
to the data of Mid-Winter Water Bird Counting realized in 1999, 2002 and 2005,
there had been respectively 99 396, 23 745 and 182 456 waterbirds in the field.
In the 2005 counting, the highest number of birds counted were Fulica atra, 57
186, and Anas crecca, 30.000.
Kızılırmak
Delta is of vital importance to the bird species which directly pass through
Black Sea during the migration period. This is the only place where migratory
birds that directly pass through Black Sea may get prepared for flying, may
rest afterwards, may get fed and protected. In Spring, in this area, these
birds get prepared for a long trip in which they will pass Black Sea and get
sheltered here after the migration in Autumn and with this characteristic, it’s
the only wet area on the Black Sea coast to host these birds. This is why, its
existence is of utmost importance to many bird species whose number increase to
a serious level during migration periods.
There are
also seagull flocks ((Larus minutus, around 50.000) that rest for a couple of
days in the delta at the end of March-beginning of April. Swallows (Hirundo
rustica, 50.000 – 75.000) and sand swallows (Riperia riperia, 100.000) are the
migratory birds that mainly pass over the delta in April and May. These birds
use the delta not only for fuel delivery but also for settlement through the
night
The total
number of birds passing over Kızılırmak Delta is about one-two millions.
Kızılırmak
Delta Important Plant Area (OBA, its abbreviation in Turkish), located in the
place where Kızılırmak flows into Black Sea, is a mosaic of wet fields,
hydrophilic areas, forestries and sand dunes. OBA, the largest wet field on the
Black Sea coast of Turkey, is an important area with its natural habitats and
rich ornitologic character. Its flora is composed of some world-wide species
such as jurinea kilae and some nation-wide known unique plantal taxons.
Preserving
the Nature
A large part
of Kızılırmak Delta OBA (the part between Bafra, 19 Mayıs and Alacam borders)
was taken under protection in 21.04.1994 as a 1st Degree Natural Protected
Area. Furthermore, Cernek Lake and its surrounding were declared to be a
Wildlife Protection Area (4000 ha) in 1984. The Ministry of Public Works and
Environment, in cooperation with DHKD, put into force an Environmental Plan in
1996 which states the usage principals of the fields within the delta.
Furthermore, OBA was declared as a Ramsar Field in 1998 within the framework of
Ramsar Convention to which Turkey is a party.
TÜRKÇE VE İNGİLİZCE...SARI ALTININ HİKAYESİ (BAFRA TÜTÜNÜ) / HISTORY OF YELLOW GOLD (BAFRA TOBACCO)
SARI ALTININ HİKAYESİ (BAFRA TÜTÜNÜ)
Atalarımız “Zahmetsiz
aş olmaz” demişler, gerçekten çok doğru.
Türkçe ve ingilizce olarak....BAFRA DAMAK TATLARI VE MAHALLİ YEMEKLER/CUISINE OF BAFRA AND ITS DELICIOUS LOCAL TASTES
BAFRA DAMAK TATLARI VE MAHALLİ YEMEKLER
İlçemizde ki meşhur
yöresel yiyecekler şunlardır:
Türkçe ve ingilizce olarak ....BAFRA’DA DÜZENLENEN SOSYAL, KÜLTÜREL, SANATSAL SPORTİF ETKİNLİKLER ŞENLİK VE FESTİVALLER
BAFRA’DA
DÜZENLENEN SOSYAL, KÜLTÜREL, SANATSAL SPORTİF ETKİNLİKLER
ŞENLİK VE FESTİVALLER
Atatürk, bağımsızlık ve Bağımsızlığın önemi
ATATÜRK, BAĞIMSIZLIK VE BAĞIMSIZLIĞIN ÖNEMİ
Atatürk Diyor ki
Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasî, malî,
iktisadî, adlî, askerî, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam
serbestlik demektir. Bu saydıklarımın herhangi birinde bağımsızlıktan
mahrumiyet, millet ve memleketin gerçek manasıyla bütün bağımsızlığından
mahrumiyeti demektir. Biz, bunu temin etmeden barış ve sükûna erişeceğimiz
inancında değiliz." 1921 (Nutuk II, s. 623-624)
"Milletimiz ve Bağımsızlık Esası, Türk milletinin
haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas, ancak tam
bağımsızlığa sahip olmakla temin olunabilir. Ne kadar zengin ve refaha
kavuşturulmuş olursa olsun, bağımsızlıktan mahrum bir millet, medenî insanlık
karşısında uşak olmak mevkiinden yüksek bir muameleye lâyık olamaz. Yabancı bir
devletin himaye ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden mahrumiyeti,
beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Gerçekten bu
aşağı dereceye düşmemiş olanların isteyerek başlarına bir yabancı efendi
getirmelerine asla ihtimal verilemez. Halbuki, Türk'ün haysiyet ve onur ve
kabiliyeti çok yüksek ve büyüktür. Böyle bir millet, esir yaşamaktansa yok
olsun daha iyidir. Bundan ötürü, ya bağımsızlık, ya ölüm!" 1919 (Nutuk I.
.s. 13)
"Biz barış istiyoruz dediğimiz zaman Tam bağımsızlık
istiyoruz dediğimizi herkesin bilmesi lâzımdır. Bunu istemeye hakkımız ve
kudretimiz vardır. On sene, yirmi sene sonra aşağı görülerek ölmektense,
şimdiden şeref ve haysiyetle ölmeyi üstün tutmalıyız." 1923 (Atatürk'ün
S.D. II. s. 89)
"Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben,
milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan bağımsızlık aşkı ile
yaratılmış bir adamım! Çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî
hayatımın her safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir. Bence bir
millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması,
mutlaka o milletin hürriyet ve bağımsızlığına sahip olmasına bağlıdır. Ben
şahsen, bu saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin
kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri
taşımasını şart ve esas bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir
milletin evlâdı kalmalıyım! Bu sebeple millî bağımsızlık, bence bir hayat
meselesidir. Millet ve memleketen menfaatleri gerektirdiği takdirde insanlığı
teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereğinden olan dostluk ve
siyaset münasebetlerini, büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak, benim
milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan
vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım!" 1921 (Atatürk’ün S.D.III., s.24)
Mehmet Akif Ersoy için
Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1922
yılında söylemiş olduğu "Türkiye halkı, asırlardan beri hür ve bağımsız
yaşamış ve bağımsızlığı bir yaşama gereği saymış bir milletin kahraman
evlâtlarıdır. Bu millet, bağımsızlıktan uzak yaşamamıştır, yaşayamaz ve
yaşamayacaktır!” sözleri ebediyete
söylenmiş İstiklal Marşımızı da en anlamlı ve güzel bir şekilde ifade
etmektedir.
İstiklâl Marş’ımızı değerlendirirken, yazıldığı devri göz
önünde bulundurmak lâzımdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 12 Mart 1921
tarihinde dört defa ayakta dinleyerek İstiklâl Marşı olarak kabul ettiği bu
şiir, o yılların kutsal ve heyecanlı havası ile doludur. Onu o devir Türk
edebiyatının en büyük sairlerinden biri olan Mehmet Akif yazmıştır. Mehmet Akif
bugün, şiirlerinde sosyal duyguları anlatan, söylediklerini gerçekten duyan bir
şairimizdir. İstiklâl mücadelesinin başladığı ilk günlerden itibaren gazete
yazılarıyla, vaazlarıyla, hutbeleri ve şiirleriyle halkın mücadele bilincine
ulaşması için elinden geleni yapan Mehmet Akif, İstanbul’da durmamış ve
Anadolu’yu belde belde, köy köy dolaşarak İstiklal mücadelemizin önemini
anlatmıştır. Halkın bilinçlenmesinde
faaliyetleriyle büyük emek sarf eden Akif, 1920’de Büyük Millet Meclisi’ne
Burdur Mebusu olarak girmiş ve mücadelenin ruhunu, gerçek mahiyetini bu defa da
halkın mümessillerine anlatmaya çalışmıştır. Çünkü mebusların bir kısmı büyük
ümitsizliğe kapılmışlardır.
İstiklâl Savaşı'na bütün varlığı ile katılan Mehmet Akif
Ersoy, bu savaşa iştirak edenlerin duygu
ve inançlarına bizzat sahip olduğu için, onlara en iyi tercüman olmuştur. Şiiri
söyleyen Akif olmakla beraber, aslında o, kendi beni ile birleştirdiği Türk
milletinin duygu ve inancını dile getirir. Burada Akif'in yaptığı, o yıllarda
en olgun seviyeye ulaşan şiir kudretiyle bu ortak imana, bütün milletin
benimseyebileceği bir şekilde üslûp ve ifade vermek olmuştur.
Mehmet Akif, Ankara’daki günlerini Taceddin Dergâhı’nda
geçirirken, Garp Cephesi Kumandanlığı askerleri şevklendirecek bir marş
yazılmasını arzu etmiş ve Eğitim Bakanlığı bu hususta bir yarışma
düzenlemiştir. Kazanacak şairimize para ödülü verilecektir. Yarışmaya 724 şiir
gelmiştir. Fakat bunlar arasında, mücadele şuurunu istenen idrak seviyesinde ve
istenen belâgatte işleyen şiir yoktur. İstiklâl mücadelesini ebedileştirecek
mısralar, ancak mukaddes değerler uğruna yapılan mücadelenin ruhunu taşıyan ve
bunu bütün benliğinde hisseden bir kalemden çıkabilirdi. İlk akla gelen Mehmet
Akif’ti. Bakan Hamdullah Suphi, Mehmet Akif ‘in marşa ödül koyulması nedeniyle
katılmadığını öğrenince şaire yazdığı mektupta ödül konusunun uygun bir şekilde
çözümlenebileceğini ve yarışmaya katılmasını belirtir: Bunun üzerine zafere en
fazla inanmış ve bu inancı her fırsatta dile getirmiş olan Akif, İstiklâl Marşı
mücadelesini abideleştiren şiiri yazmaya başladı. İman ve ümit Akif’e marşı
yazdıran iki temel güçtür. Taceddin Dergâhı’nda bir gece yarısı yaşadığı his
yoğunluğu esnasında, rivayetlere göre bir kalem aramış, bulamayınca da eline
geçirdiği bir çiviyle bağımsızlık heyecanının doruk noktasına çıktığı
mısraları, hemen kaydetmek telaşıyla duvara kazımıştır:
“Ben ezelden beridir
hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana
zincir vuracakmış, şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim,
bendimi çiğner aşarım.
Yırtarım dağları,
enginlere sığmam taşarım.”
Paltosu olmayan Akif kazandığı beş yüz liralık ödülü yoksul
kadın ve çocuklarına iş öğreterek yoksulluklarına son vermek için kurulan
“Darülmesai “ ye bağışlar.
İstiklal savaşımızı ve o günün şartlarını asla
unutmamalıyız
Türk Bayrağını Kullanma
Türk bayrağının standartları, çekilmesi ve indirilmesine dair esaslar, kullanılabileceği yerler ve bayrağa saygı kuralları, yasaklar, 24 Eylül 1983 tarih ve
2893 sayılı "Türk Bayrağı Yasası" ile 17 Mart 1985 tarih ve 85/9034 sayılı "Türk Bayrağı Tüzüğü" hükümlerinde belirtilmiştir.
Yurt dışındaki Türk resmi ve milli
binalarında
bayrağın
kullanılışında mahalli ve milletlerarası uygulamalar göz önünde tutulur.
Genellikle yabancı bir temsilciliği ülkesine kabul eden devlet, o temsilciliğin bayrağının temsilcilik ikametgâhına, resmi işlerinin görüldüğü binalara çekilmesine ve temsilcinin
otomobilinde kullanılmasına izin verir.
Bunlar
ayrı binalarda olduğu takdirde, maliye, ticaret ve turizm ataşelikleri de dâhildir. Bazı ülkeler, aynı şehirde diplomatik temsilcilik bulunduğu takdirde, konsolosluk
binasına ve konsolos taşıtına bayrak konulmasına izin vermezler veya resmi
hizmette kullanılması şartına bağlarlar.
Prensip itibariyle bayrak
sabah saat 08.00'de çekilir ve gün batımında indirilir.
Milli bayram resmi tatil ve hafta tatiline girildiğinde tatilin başladığı saatte çekilir ve tatil sonunda
gün batımında indirilir.
Çok rüzgârlı havalarda bayrağın yırtılmasını önlemek amacıyla bayrak gönderden indirilebilir.
Dış temsilcilik binalarına sadece milli bayrak çekilir. Bunun,
istisnası, devlet başkanının temsilciliği ziyaretidir. Bulunulan ülkede bu seviyede bir ziyaret halinde,
devlet başkanı forsu nezaket gereğince mahalli uygulamaya göre temsilcilik binasına çekilir.
Devlet
başkanı forsu, devlet başkanının temsilciliği ziyareti süresince kullanılır. Makam taşıtlarında bayrak sağ ön çamurluğun üstün tepesinde ay-yıldız bulunan kromajlı küçük direğe çekilir. Bayrakla birlikte fors da çekilmesi gerektiğinde, fors çamurluğun üzerindeki direğe çekilir.
Makam sahibi içinde olmadıkça taşıta bayrak çekilmez. Bayrak resmi
vesilelerle makam taşıtlarına takılır. Özel gezilerde bayrak çekilmez.
Bulunulan ülkede kargaşalık olduğunda ve ya herhangi bir sebeple
ilgili yabancı ülke
temsilcisine karşı reaksiyonun
varlığı halinde,
taşıta
bayrak çekerek halkı tahrik
etmekten kaçınmak
daha uygun olur.
Türk bayrağı yasası gereğince, bayrak 1O Kasım günü Türkiye'de ve dış temsilciliklerimizdeki resmi ve milli
binalarda yas alameti olarak yarıya çekilir.
Bayrağın yarıya çekileceği diğer haller, Dışişleri Bakanlığının görüşü alınarak, başbakanlıkça saptanır.
Dış temsilciliklerimiz bulundukları ülkede ilan edilen yas günlerinde de
bir saygı göstergesi olarak Türk bayrağını yarıya indirirler.
Yarıya
indirilecek bayrak, önce gönderin tepesine kadar çekilir, sonra yavaş yavaş yarı seviyesine yakın bir yere kadar indirilir.
Türkiye Büyük Millet Meclisindeki bayrak hiçbir zaman,
Anıtkabir'deki ise 1O Kasım dışında indirilmez.
Birkaç bayrağın bir arada kullanılmasını gerektiren resmi ziyaret ve törenlerde, konuk devlet bayrağı, tören alanındaki şeref locasına veya konuğun kaldığı binanın ana girişine yüzümüzü döndüğümüzde, Türk bayrağının solunda yer alır.
Şehit cenazesi hariç, Türk
bayrağı özel amacı dışında örtü, eşarp, elbise parçası olarak kullanılamaz.
Bayrak, direğe hızlı çekilir, yavaş indirilir.
Solmuş veya hırpalanmış bayrak, usulüne uygun biçimde imha edilir,
asla çöpe atılmaz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)