SARI ALTININ HİKAYESİ (BAFRA TÜTÜNÜ)
Atalarımız “Zahmetsiz
aş olmaz” demişler, gerçekten çok doğru.
Ancak tütün ziraati ile uğraşanların “Aş” için çektikleri herhalde biraz daha fazladır. İşin çokluğundan, zahmetinden müstahsil, günlerce sıcak yemek yüzü görmeyebilir. Fakat bu halinden hiç şikayetçi değildir. Zira bilir ki, geçimi için çalışması, çok çalışması lazımdır. Tütünün iyi para etmesi için ona iyi bakması, işlemesi, değerlendirmesi gerekir.
Ancak tütün ziraati ile uğraşanların “Aş” için çektikleri herhalde biraz daha fazladır. İşin çokluğundan, zahmetinden müstahsil, günlerce sıcak yemek yüzü görmeyebilir. Fakat bu halinden hiç şikayetçi değildir. Zira bilir ki, geçimi için çalışması, çok çalışması lazımdır. Tütünün iyi para etmesi için ona iyi bakması, işlemesi, değerlendirmesi gerekir.
Çalışmasının
saati yoktur. Boşa
geçen zaman aleyhinedir. Günlerce, aylarca gece-gündüz demeden çalışır,
amacı
hem aile bütçesine, hem de temel ihraç mallarından
olduğu
için tütünü ile memleket ekonomisine katkıda bulunmaktır.
Bunun şuurundadır Bafra çiftçisi.
Tütün tohumları
mart ayı
içinde “Fidelik” denilen toprağı kabartılmış
tarlalara ekilir. Fideliklerdeki tohumun sağlıklı
yeşermesi için itinalı
bakım
yapılır.
Tarlalar özellikle “Mavi Küf hastalığı ve “Dana Dişi” zararlısına
karşı koruyucu ilaçlarla
ilaçlanır.
Tütün fideleri toprak üzerine çıktığı andan itibaren 2
günde bir, arasında
yabancı
otlar ayıklanır
ayrıca
her gün akşam serinliğinde
sulanır.
Dikim dönemi genellikle mayıs
ayındadır.
Artık
bir başkadır Bafra’nın
köy havaları.
İnsanları
daha süratlidir, insanları
daha faaldir. Kaybedeceği
bir dakikası
yoktur. Büyük-küçük seferber olunur. Bu “Tütün Seferberliğidir”
“Rahatlık”
mefhumu kalkmıştır. Yediden yetmişe eli, ayağı
tutan her aile ferdi bu seferberlikte görevlidir.
Tarlada “Karık”
denilen sıralar
açılır.
Kadınlar
bu sıralara
dizilirler. Ellerinde “İbrik”
ve “Sirviç”, tütün fidelerini dikmeye başlarlar. Bu tütünün en yorucu ve en bıktırıcı
safhasıdır.
Kızgın
güneş altında iki büklüm
beller tek tek dikilen fideler...İnsanın
ekmek kavgasına
olan engin hürmetinden doğan
sabır.”
Karık”ın
ucuna bakılmaz,
çünkü bakılırsa
yılgınlık
duyulabilir.
Artık alınlardan
akan terler toprakla birleşmektedir.
Bu birleşme günlerce, haftalarca sürer. Tütün dikme
bittiği
zaman bu, “Kurtancalık”la
kutlanır.
Bunun bir diğer
ismide “Helva Töreni”dir. Yenilen helvalarla iş tatlı bir şekilde bitirilir, dualar yapılır
bu tadın
bozulmaması,
devamı
niyaz edilir.
Dikimden sonra üretici gözünü gökyüzüne
diker. Masmavi boşlukta
bulut arar. Yağmur
ister. Çünkü, yağmur
yağmazsa,
fide büyümez bodur kalır.
Hatta kurur. Fakat her defasında Allah onların
yardımcısıdır.
Yağmur
yağar,
toprakla beraber gönüllere de su serpilir. Ve o çorak tarlanın
ortasından
yavaş yavaş “sarı altın” yükselmeye başlar. Eller havada, dillerde dua...
Gönüller birleşmiş... Yüzlerde tatlı
bir tebessüm.
Birkaç gün sonra “Çapa başlar” başlar. Kazmalar elde, türküler dilde, üçüncü
safha devam eder tütüncülükte.
Diplerin havalanmasıyla
daha bir canlılık
kazanır
fideler. Sanki gökyüzüne çıkmak isterler. Serpilir, büyürler. Yaprak
yaprak tütün olurlar.
Sıra tütünün kırılmasına
gelmiştir. Her gün sabah ezanından
önce tarlaya gidilir. Tek tek, yaprak yaprak kırılır.
Sabırla,
sevinçle haftalarca devam eder bu. “Mavi Küf’denilen korkunç afet vurmayana
kadar “O” gelirse önce bütün yapraklar, sonra bütün kökler boyun büker. Tıpkı
kendilerini yetiştiren
kendilerine bakanlar gibi...
Kırılan tütünler
iplere iğne ile
dizilir...Tek tek ve büyük bir
itina ile... büyük bir
emekle, dizilerde dizilir. Binlerce... onbinlerce... milyonlarca yaprak.
Sabır...sabır...hep
sabırla.
Onu ilk gören birine “Al sana
on bin lira, şu bir sepetin tütününü tek tek say” deyin.
Saymaz, üşenir, usanır.
Ama o üretici her gün, böyle iki üç, bazen 4-5 sepet tütünü değıl
saymak, iğne
ile ipe dizer. Herhalde, “sabır” denilen şeyin en büyük imtihanlarından
birisi de tütün dizimi olsa gerek. Ancak, çiftçimiz bu imtihanı
hep başarı ile verir.
Dizilen tütün kurutulmak üzere 10-15 sıra
halinde “Salaç”lara asılır.
Güneşten son defa nasibini alan tütün artık
“sarı
altın”a
dönüşmüştür.
Kuruyan tütün iplerinin üçü bir araya
getirilip “Hevenk” yapılır
ve “Mağza”ya
konur.
Sonbaharın
sonunda, tütün satımına
doğru,
hevenk halindeki tütün yeniden ve yaprak yaprak bakımı
gerçekleştirilir. Bakımdan
çıkan
tütün , özel sandıklarla
preslenerek, “Tonga ”
haline getirilir. Bütün bu sayılan hizmetler yapılana
kadar da yeni tütün mevsimi gelir çatar.
Kısacası
bir dönemlik tütüne bir yılı
aşkın
süre ile emek ve göznuru sarfedilir.
Yetiştirilen tütün ya Tekel’e ya da tüccara satılır.
“Sarı Altın”
atölyelerde maharetli işçilerimizin
ellerinde bir kere daha ve yine yaprak, yaprak bakımdan
geçirilir. AĞ
(A Grad), BG (B Grad), KP (Kapa), DKP (Duble Kapa) ve KR (Kırık)
diye kalite bakımından
5 grupta tasnif edilerek 25’er Kg.’lık standart balyalar
haline getirilir.
Bilahare
kalite ayrımı yapılarak
balyalar haline getirilen “Sarı Altın” sigara
yapılmak üzere
yurdumuzun muhtelif illerindeki sigara fabrikalarına
nakledilir. Bafra tütünü dünyanın en
kaliteli ve aranan tütünü olmuştur. Yıllarca
Bafra ekonomisini omuzlarında taşımış olan tütün ve tütün üreticisi günümüzde azalmıştır.
Nesillerimize
tütünü aktarmak bizlerin bir borcu olmalıdır. Bu
nedenle tütünün her
safhasını ve ilk günden bu güne kullanılan tüm
aletlerini makinelerini içerisine alan bir TÜTÜN MÜZESİNİ kurmak
gerekir…..
HISTORY OF YELLOW GOLD (BAFRA TOBACCO)
There is a
popular motto that says: “No gain without pain”. This is completely true. In
fact, the pain suffered by people who deal with tobacco cultivation is a little
more. Not only do they suffer from the huge, tiring amount of work but also from
not being able to eat hot food for days. However, they never complain. They
always know that to gain, they need to work a lot. To sell the tobacco at a
good price, they need to look it after, care and process.
Tobacco
cultivators work day and night. Time passes and works against them. They
contribute both to their family budget and also national economy as tobacco is
one of the basic import products. They are the farmers of Bafra who are very
well aware of their mission.
Tobacco
seeds are cultivated in March, on the fields (called as Seedbeds) whose soil is
puffed up. For seeds cultivated on seedbeds come into leaves in a healthy way,
conscientious care is given. Especially to prevent “Blue Mold Fungus” and “Mole
Crickets”, fields are disinfected. As soon as the tobacco seeds come out of the
soil, wild grass is picked and the soil is irrigated once in two days.
The cultivation starts mostly in May. The
weather in villages of Bafra becomes milder. People get faster and more active.
They cannot stand spending even a minute without working. Elders &
youngsters start working all together. This refers to a “Declaration of
Mobilization for Tobacco”. Leisureliness does not exist in their dictionaries.
All family members who are still in good health take responsibility in this
mobilization.
They wake up with the morning azan,
choose the best seeds from the ones cultivated in the fields and remove them
with their roots. Then they place them all neatly in boxes and set off. They do
all these before the sun rises.
Lines that are called “Karik” are drawn on the field. Women are
lined up accordingly and start implanting the tobacco seeds with “Ibrik” and
“Sirvic” (water-cans) in their hands. This is the most tiring and boring stage
of tobacco process. The sun gets directly overhead and bent double bellies try
to implant the seeds one by one…It’s the patience arising out the respect to
one’s bread & butter. They never look at the end of “Karik” because if they do, they might lose heart.
Now the sweats dropping out of their
foreheads unite with soil. This continues days, even weeks. When the implanting
process ends, the farmers celebrate that with “Kurtancalik” or as in its other name “Helva Toreni” (Halvah Ceremony). Farmers eat halvah all together
and so complete the process in a sweet way. They pray and wish the same, sweet
process for the next time.
Now it’s the time for farmers keep
looking at the sky and search for some rain clouds because if it does not rain,
then the seeds do not grow and stay chunky, even get dry. But each time, God
helps them and it rains. Both the soil and their hearts get refreshed. After
this, the “yellow gold” starts growing in the middle of the barrens. Hands up
rise, prays in the mouths, hearts get together, faces smile…
Few days further, “Anchor” stage starts.
Picks are hold, folk songs are sung and the third stage is passed. As soon as
the roots get some air, they get alive and seem like they want to reach the
sky. They soon turn into tobacco leaves.
It
is now the time for harvesting the crop. Farmers go to the field everyday
before morning azan. They harvest the tobaccos, leaf by leaf. They continue
doing so for weeks with patience. They try to complete this process before the
natural disaster, “Blue Mold Fungus”, hits the tobaccos; because if it hits,
then first the leaves, then all seeds droop.
The harvested tobaccos are lined up on the ropes with
needles…One by one, with utmost attention…tremendous efforts. Thousands…ten
thousands…millions of leaves.
Patience becomes their guide…patience all
the time. Try telling this to one of these farmers: “Here you are, ten thousand
liras. Take it and count the tobacco leaves in this basket.” You’ll see that
she/he will be too lazy to count the leaves. But the same farmer, during the
harvest stage, lines up the same number of or even more leaves with needle.
This might be their patience contest in which our farmers always succeed.
The lined tobaccos are hanged in the “Salacs” in 10-15 rows. The tobacco that
gets some sun shine for the last time is now called as “yellow gold”.
Three dried tobacco rows are gathered and
“Hevenk” (a bunch) is prepared. Then
it is placed in the “Magza” (shop).
At the end of autumn, when tobacco sale
starts, tobacco bunches are controlled once more. The controlled leaves are
pressed in special boxes and turned into “Tonga ”. The time when all these
processes are completed coincides with the time when new tobacco season is
about to start.
Shortly, to procure the seasonal
tobaccos, farmers show huge efforts whole year.
After the final process is over, tobaccos
are sold to Tekel or merchants.
“Yellow Gold” undergoes maintenance in
workshops in our skillful employers’ hands. It is classified in 5 groups “AG
(A Grad), BG (B Grad), KP (Kapa), DKP (Duble Kapa - Double) and KR (Kırık-
Cracked)”
and is wrapped in standard 25
kg bales.
These
bales are next transported to cigarette factories located in several different
cities of our country. Bafra tobacco has been the most qualified and wanted
tobacco of the world. It has also been the milestone in Bafra economy for
years. Unfortunately, the number of Bafra tobacco cultivated and also the
tobacco farmers have decreased lately.
It
should be our duty to leave tobacco as a legacy to next generations and this is
why a TOBACCO MUSEUM is needed to be established where one may witness the
stages in tobacco production and find all equipments, machineries used in
tobacco cultivation…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder