31 Ağustos 2013 Cumartesi

BAFRA’NIN TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ




BAFRA’NIN TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLERİ


Bafra tarihi ve doğal güzellikleri Ile Türkiye’nin en güzel yerlerinden biridir. İlgililerce yapılan ilmi incelemeler neticesi tesbit edilen gezilip görülecek tarihi, turistik yer ve eserler ve bazıları hakkında açıklayıcı bilgiler şunlardır:
 HÖYÜKLER
       İkiz Tepe Höyüğü (İkiz Tepe Ören Yeri başlığı altında geniş bilgiler verilmiştir).      
       Şirlek Tepe                     
       Hacıbaba Tepesi
       Azay Tepe                      
       Tepe Tarla                     
       Kel beş Tepe                  
       Tepecik               
       Tödüğün Tepe    
       Paşaşeyh Tepesi
       Katırdamı-Tepecik
       Gâvurun Yeri
       Elmacık Tepe
       Karaşeyh Tepesi
       Aşağı Tepe
       Ömer Usta Çiftliği
       Beylik Köy

 TÜMÜLÜSLER
       Külcüler Tepesi
       Hacıbaba Tepesi
       Yörükler
       Köfteroğlu
       Tepe Mevkii
       Som Tepe
       Sorguluk Tepe
       Özü Büyük
       Aşağı Tepe
       Tingiller Tepesi

ARKEOLOJİK BULUNTU YERLERİ
       Türbe                                                     
       Kümbet Dede                                        
       Cevizlik                                      
       Bakırdere  Tepecik                                
       Koca Lop                                    
       Zehra                                                     
       Zehra Taşlık                                           
       Aşağı Tepe                                             
       Asar Kale                                   
       Kapıkaya                                    
      
 CAMİ VE ÇEŞMELER
       Camii Kebir (Büyük Cami)
       Müftü Mescidi
       Çarşı Camii
       Gazi Paşa Camii
       Taşlı Çeşme
       Kadı Çeşmesi
       Tayyar Paşa Camii
       Tabakhane Camii
       Gazi Osman Paşa Camii
       Alibey Çeşmesi
       Mescit Çeşmesi

 DİĞER YERLER
       Asar Gözetleme Kuleleri
       Bafra Deniz Feneri
       Çetin kaya Köprüsü
       Uzun Hamam
       Yörükler Hamamı
       Mardar Hamamı
       Eski Hamam
       Kuş Cenneti
       Akalan Şelaleleri
       Bafra Müzesi
       Baraj Gölleri
       Balık Gölleri
       Bafra Sahilleri
       Bedesten
       Kızılrmak Deltası ve Kuş cenneti
       Bafra Evleri
       Bafra Belediyesi Ali Kale Turistik Tesisleri
       Emirefendi Türbesi
       Bafra Şehitliği

       HACI BABA TEPESİ

       Bafra’nın 7 km. güney-batısında Eldavut Köyü’nün Hıdrellez mahallesinin bir kilometre güneyinde Kızılırmak havzasına hâkim tabii bir yükseklik üzerinde oluşan höyük yerleşmesidir. Eski Bronz Devri Hitit kültürünün izlerini taşımaktadır. Höyüğün tepesinin hemen batı bitişiğinde bir de tümülüs vardır.

       AZAY TEPE

       Bafra’nın 12 km. güney-batısında, Azay Köyünün yakınında yer alan bir höyüktür. Yüksekliği 14.5 metredir. Eski Bronz, Hitit ve Milâttan önce 11. bin yılının kendine has keramiğine rastlanmıştır.

       TEPE TARLA

       Bafra’nın kuş uçumu 12 km. güney-batısında aynı zamanda Eldavut Köyü’nün de güney batısında yer alan bir höyük olup, yüksekliği yaklaşık 10 m. civarındadır. Doğu kesimi bir sekiye dayanmakta olan hüyük, Eski Bronz ve Hitit kültürünün izlerini taşımaktadır.

       TÖDÜĞÜN TEPE

       Bafra’nın 15 km. güneybatısmda, Gökçeağaç köyünün de güneybatısında yer alan bir höyüktür. Eski Bronz devri ile Hitit kültürünün izleri görülmektedir.

       TEPECİK

       Bafra’nın 16 km. güney batısında Terzili köyü içinde Tabii bir sırt üzerinde oluşmuş bir höyük yerleşmesidir. Bundan 35 yıl öncesine kadar sık bir ormanlık olan höyüğün yüksekliği 15 metredir. Doğu kesiminde bol olan Eski Bronz devrine ait malzeme ile Hitit kültürünün izlerine rastlanmıştır.

       ELMACIK TEPE
      
       Bafra’nın 15 km. güneybatısındaki Türk köyü’nün İlâmdere mahallesinde bulunan ve yüksekliği 29-50 metre olan bir höyük yerleşmesidir. Eski Bronz ve Hitit devrine ait malzemeler ve izler bulunmuştur.

       KARAŞEYH TEPESİ

       Tepecik Höyüğünün 3 km. kuzeybatısında ve Terzili Köyünün Karaşeyh Mahallesinde dik ve tabii yükseklik üzerinde meydana gelmiş bir höyük yerleşmesidir. Köylülerce buraya  Tepecik adı verilmektedir. Yerleşme yeri, Eski Bronz ve Hititlere ait izleri taşımaktadır.

       ÖMER USTA ÇİFTLİĞİ

       Bafra’nın 15 km. güneybatısında, Ömer Usta Çiftliği’nin güneydoğusunda, Kızılırmak nehrine dik olarak inen tabii bir tepe üzerinde meydana gelmiş ufak bir höyük yerleşmesidir. Eski Bronz, Hitit ve Ortaçağ’a ait bazı izler bulunmuştur.

       PAŞAŞEYH TEPESİ

       Bafra’nın 17.5 kilometre güneybatısında Paşaşeyh (Paşaşıh veya Paşacık) Köyünün sınırları içinde kalan bir höyük yerleşmesidir. Erozyon sebebiyle çok aşınmış durumda olan mahalde Eski Bronz devri ile Hititlere ait çok sayıda esere rastlanmıştır.

       AŞAĞI TEPE

       Derbent Köyü hudutları içinde kalan bir höyük yerleşmesidir. Milâttan önce 3.000 ve 2.000 yıllarına ait izleri taşımaktadır. Ayrıca aynı köyün güneyinde, Genç-Antik Çağının izlerine rastlanan bir düz yerleşme merkezi de tespit edilmiştir.

       KATIRDAMI - TEPECİK

       Bafra’nın Kamberli Köyü yakınında yer alan ve Milâttan önce 3.000 ve 2,000 yıllarının Roma kültürü izlerine rastlanan bir merkezdir. Gene aynı kesimde, “Gâvurun Yeri” ismi verilen ve de Genç-Antik Çağının izini taşıyan bir yerleşme merkezine daha rastlanmıştır.

       ZAHNA MAHALLESİ

       Bafra’ya ait Terzili Köyü sınırları içindedir. Genç-Antik çağına ait bazı eserlerle aynı devre ait bir nekropola rastlanmıştır.

       BÖĞÜRTLEN

       Bafra’nın Komşupınar Köyüne bağlı bir mahalle ismi ve eski bir yerleşme merkezidir. Genç-Antik Çağına ait birçok esere rastlanmıştır.

       CEVİZLİK ve KOCA LOP

       Bafra’nın İkizpınar (Ayazma) Köyü sınırları içinde kalan eski yerleşme merkezleridir. Buralarda Genç-Antik çağa ait kalıntılar bulunmuştur. Gene aynı köyün Bakırdere Mahallesinde de aynı devre ait eserlere rastlanmıştır.

       BEYLİK KÖY

       Tepecik Köyü sınırları içinde yeralan bir höyük yerleşme merkezidir. Eteğinde bir pınar bulunmaktadır. Milâttan önce 3.000, 2.000 ve 1.000 yıllarına ait eserlerle, bu arada Friglere ait boyalı çanak-çömlek parçaları bulunmuştur.

       KELBEŞ TEPE

       Bafra’nın 4 km. kadar güneydoğusunda ve Dededağı Köyünün batı yakasındadır. Eski Bronz l, Eski Bronz II, ile Hitit ve Roma kültürü izlerine rastlanmıştır.

       TEPECİK

       Bafra’ya bağlı Kolay bucağının 1 km. kadar güneydoğusunda olup, Kızılırmağ’ın bir sekisi üzerinde kurulmuş düz bir yerleşme merkezidir. Milâttan önce 2 bin yılı ve Roma kültürü izlerine rastlanmıştır.

       KAPIKAYA

       Bafra’nın 32 km. uzaklığındaki, adını söz konusu kayadan alan Kapıkaya Köyü hudutları içindedir. Kızılırmak nehrinin doğusunda Asar kalesi ve gözetleme odalarının karşı tarafındadır.
       Yüksek tepenin üzerindeki 5x4 m. ebatında olan kapı şeklinin nasıl meydana geldiği hakkında kesin bir bilgi yoktur. Fakat bir kamyonun rahatlıkla geçebileceği kadar büyük olan Kapıkaya, görülmeye değer bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır.

       EMİR MİRZA BEY TÜRBESİ

       Bu türbe, Bafra’nın 5 km. uzağında olan ve adını adı geçen tarihi yapıya izafeten alan Türbe Köyündedir. Bina moloz taşından harçla yapılmış, üzeri çadır gibi sivri bir kubbe ile örtülmüştür. Kapının üzerindeki kitabeden 1381 yılında (Hicri-783) yapıldığı anlaşılmaktadır. Lâhidler (Selçuk tarzında) yapılmıştır.  Bir kısmının gövdelerine âyetler yazılmış, şahidelerin de isimleriyle ölüm tarihleri tespit edilmiştir.
       Türbe, umumi haliyle bir aile kabristanlığı görünüşünde olup, 600 sene kadar önce zamanın Bafra Beyi; Selçuklular sülâlesinden gelen İsfendiyaroğulları’na mensup (EMİR-MİRZA) tarafından yaptırılmıştır. İçinde 16 tane Lâhid vardır. Bunlardan 7 tanesi kapıdan girerken sağda, 5 tanesi solda, 4 tanesi de ortadadır.
      
HIZIR BEY TÜRBESİ

       Bafra’ya 2 km. uzaklıkta bulunan Hasırlı (Mardar) Köyünün güneybatısında kalan Kümbet Tepe mevkiindedir. Bu yüzden Kümbet Dede olarak da anılır. İçinde, eski Bafra beylerinden Candaroğlu İsfendiyar Bey’in oğullarından (Hızır Bey) yatmaktadır. Fakat mezarı, gömü arayan birtakım kişiler tarafından tamamen oyulmuş ve tahrip edilmiştir.
Bina moloz taşından harçla yapılmış ve üzeri kümbet ile örtülmüştür. Duvarlar oldukça kalındır. Üzerindeki kubbe oldukça güzel bir görünüme sahiptir ve orijinalliği bozulmamıştır. Alt kısmı birkaç sıra taşla örülmüştür. Giriş kapısının şekli, eski mezarların başucuna dikilen tipik taşları andırmaktadır.
Hızır Bey’in türbesinin 50 m. kadar kuzeyinde aynı teknikle inşa edilmiş, kümbet biçiminde bir de hamam mevcuttur. Yaptıranın kim olduğu tespit edilememekle beraber, 300 yıl kadar önce yapıldığı, yapı tekniği ve malzemesinin Türbeden kopya edildiği anlaşılmaktadır.
Bakımsızlıktan otların içinde kalmış, hamamın çatı kısmı ortadan ikiye yarılmıştır.
İçeride zamanına uygun olarak yapılmış borular ile musluk izleri görülmektedir. Tipik, orijinalliği pek kaybetmemiş görünüşleri vardır.
Bu iki eserin arasında ve yanlarında çok eski zamanlara ait olduğu anlaşılan, fakat üzerlerinde kimliklerini belirtici hiçbir yazı bulunmadığı için hiçbirinin sahibi tespit edilemeyen birçok da mezar mevcuttur. Ve bunlar açık arazi üzerindedir.

     ASAR KALE

       Bafra’ya bağlı Asar Köyü hudutları içinde kalmaktadır. Milâttan önce bin yılından sonra yapıldığı tahmin edilmektedir. Karadeniz Bölgesinin denize paralel dağlarını bölen Kızılırmağ’ı n solunda kalan bir tepe üzerine inşa edilmiştir.
       Kale bakımsızlıktan ve ilgisizlikten harabe haline geldiği halde, yine de birçok özelliğini kaybetmemiştir. Çok eski çağlarda kalenin en yüksek yerine yapılan sarnıç uyusu, taştan oyulmuş şekliyle hâlâ durmaktadır. Kuzey doğusundaki eski hapishane de bugün yine belirgin şekilde fark edilmektedir.
       Kalenin iç kısmında da ilginç yerler vardır. Meselâ tamamen, oyulmuş bir taş içinde yer alan ve kapalı çarşı olduğu bazı hava deliklerinden tahmin edilen bir yer mevcuttur. Diğer taraftan mahzenler, işkence odaları olduğu sanılan kısımlara da rastlanmıştır. Yakın senelerde taştan yapılmış yontma heykel bulunmuştur.
       Altınkaya Barajı yol inşaatı sırasında kalenin en yüksek yerine kadar çıkan, taşları yontmak suretiyle yapılmış bir de merdiven ortaya çıkarılmıştır ki, gerçekten görülmeye değerdir.
       Ayrıca kalenin altında ve ilerisindeki kayalara gerek kaleyi, gerekse o zamanın ulaşım yolu olan Kızılırmağı kontrol etmek amacıyla yapılmış muharebe ve gözetleme odaları vardır. Bunlar; yerden 10 m. kadar yükseklikte, kayayı oymak suretiyle yapılan bu odaların inşa düzeni aynıdır: Odaların önünde yontularak yapılmış taştan 4 tabii sütun, onun önünde bir balkon ve 80x80 ebatlı yontma kapı, arkasında penceresiz normal büyüklükte bir oda vardır. Görülmeye değer ve zamanına göre orijinal sanat abideleridir.

       NURİ NİBRAHİM CAMİİ

        Hazinedar - Zade Nemdas Ahmet Mürsel Paşa tarafından 1877 yılında yaptırılmıştır.  Daha sonraki zamanlar da Mecelleyi Şur’â Kâtibi İbrahim Bey Camii’yi onarmış, ibadete açmıştır.Günümüzde camii, olduğu yere yeniden yaptırılmıştır.

TABAKHANE CAMİİ

1766 yılında medresenin yanında yaptırılmıştır. Tabakhane mahallemizde bulunmaktadır.

       TAŞLI ÇEŞME

       Hacınabi Mahallesi ile Tabakhane Mahallesi’nin birleştiği yere yakın, Hacı İzzet Ağa Sokağı’nın başında yapılmış bir çeşmedir. Üzerindeki yazıdan, Dergâhı Ali Kapucu başlarından Bafra Ayanı Haznedar-zade Necabetlü Hamdi Efendi hazretleri tarafından 1840 yıllında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

  MESCİD ÇEŞMESİ

       Büyük Camii ile Gazi Paşa Camii’nin ortasında bulunan Mescidin önündeki çeşmedir. Önceleri yol kıyısında bulunan çeşme, eski ahşap mescidin yıkılıp, yerine yenisinin yapılması sırasında içeriye taşınmıştır.
        1840 yıllarında  Taşlı Çeşmeyi de yaptıran Dergâhı Ali Kapucu başlarından Bafra Ayanı Haznedar-zade Necabetlü Hamdi Beyefendi hazretleri tarafından yaptırılmıştır.

       ALİ BEY ÇEŞMESİ

       Bafra’nın en eski çeşmesidir. Cumhuriyet Meydanı’nda Kaymakamlık binasına ait bahçenin bitişiğindedir.
Sütun başları motiflerle süslü olup, Gotik tarzını andırmaktadır. 1751 tarihin de yapılmıştır.
       Gerek Kaymakamlık, gerekse Cumhuriyet Meydanı’na bakan yüzünde Lâle Devri’ni andıran birer kitabe vardır.
      
       BÜYÜKCAMİİ (CAMİ-İ KEBİR)

       Bafra’nın en eski tarihi eserlerindendir. Evliya Çelebi’nin 300 yıl önceleri yazdığı meşhur (SEYAHATNAME)’sinde bahsettiği iki camiden birisidir, önceleri zamanın Bafra Beyi, İsfendiyaroğulları’na mensup EMİR - MİRZA tarafından, merkezde toplanan halkın ibadetini ifa edebilmesi için ahşap olarak inşa edilmiştir. Bugünkü camiin ise, üzerindeki kitabede Rumi 1670 tarihin de Ayşe Hatun tarafından yapıldığı ifade edilmektedir. Ayşe Hatun ise, meşhur Osmanlı Devlet adamı Köprülü Mehmet Paşa’nın kızıdır.
       Cami, Osmanlı mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Bitişiğindeki kabristanlıkta 100-150 yıl kadar önce ölmüş, meşhur âlimlerden bazılarının mezarları bulunmaktadır.Bulunduğu mahalleye ismini vermiştir.
      
       TAYYAR PAŞA CAMİİ

       Cumhuriyet Meydanı’nda, Kaymakamlık binasının yanında bulunan bu camimiz, giriş kapısının üzerindeki yazılardan anlaşıldığına göre, 1869 yılında meşhur Tayyar Paşa tarafından yaptırılmıştır.Osmanlıların iç kubbe denilen karakteristik yapı şeklinin bir örneğidir. Eski özelliklerini koruyan tek şerefeli minaresi vardır.


ÇARŞI CAMİİ :

       İlçemizin Hacınabi Mahallesi Tekel Caddesi üzerindedir. 1856 yılında yapılmıştır. Kargir yapının güney cephesinde kitabesi bulunmaktadır. Son cemaat yerinden yuvarlak bir kapıyla harime geçilmekte ve iki ahşap direkle taşınan ahşap mahfili mevcuttur. Kırma çatılıdır.

        KADI ÇEŞMESİ

       Tekel Caddesi Alaçam Caddesi ve yeni açılan Bulvar yolunun kesiştiği yerde, iki cadde kıyısında kalan bir binaya bitişiktir. 1778 yılında Sahib-ül Hayrat Kadı Ali Efendi tarafından yaptırılmıştır. Sade bir yapı stili olmasına rağmen, Kadı Çeşmesinden su içen Bafra’dan ayrılamaz sözüyel meşhur olmuş bir çeşmedir.

        ŞİFA HAMAMI

       Üç yüz yıl kadar önce yapılmıştır.Evliya Çelebi’nin meşhur “Seyahatname” sin de Bafra ile bahsettiği iki hamamdan bugün mevcut olanıdır. Kubbelidir. Çok tipik bir yapısı vardır. Yukarıdan bakıldığında, güneş ışığının girmesi için yapılan gözler, tıpkı Ay yüzeyini kaplayan kraterlerin görünümünü andırır.
       Pek geniş olmamakla birlikte zamanının en büyük hamamlarından birisidir.İçinde ayrıca eski zamanlara ait bir mezar bulunmaktadır.

       ÇETİNKAYA KÖPRÜSÜ

       Cumhuriyetimizin ilçemizde ki ilk ve büyük eserlerinden biridir Kızılırmak üzerinde karşıdan karşıya geçiş 1937’den önceki devirlerde 650 m. uzunluğundaki ahşap bir köprü ile sağlanıyordu. Kalın kalaslar üzerine çok ilkel bir şekilde inşa edilen, kıyıları ince tahta korkulukla korunmaya çalışılmış köprü, üzerinden geçenler için gerçekten çok büyük bir tehlike arz ediyordu. Bunu gayet iyi bilen başta zamanın Belediye Başkanı Zihni Lokman Bey (1934-1938) olmak üzere diğer bazı ilgililer; yeni ve betonarme bir köprü yaptırabilmek için Ankara nezdinde teşebbüse geçtiler. Devamlı irtibat, müspet sonuç verdi. Ve zamanın Nafia (Ulaştırma) Bakanı Merhum Ali Çetinkaya yeni köprünün yapımı ile bizzat ilgilendi.
       Nihayet 1937 yılı Kasım ayının 4. günü köprü, büyük ve heyecanlı bir törenle hizmete açıldı. İsmi, zamanın Nafia Bakanına izafeten Ali Çetinkaya köprüsü oldu. Zamanın en güzel ve mükemmel eserlerinden olan Çetinkaya Köprüsü 7 kemerli olup, 250 m. uzunluğundadır.


       BAFRA DENİZ FENERİ

       Deniz fenerinin lügat manası “Kıyıların tehlikeli yerlerine, tehlikeli sığlıklara ve kayıklara, gemilere yol göstermek amacıyla yerleştirilen kule”dir.
       İlçemiz deniz kıyısında bulunduğu, önemli bir ticaret merkezi olduğu için yüzyıllar boyu gemicilerin de dikkatini çekmiştir. Alışveriş için sık sık Bafra kıyılarına önlemek maksadıyla Osmanlılar zamanında, ilçenin kuzeybatısındaki eski Koruluk şimdi ki ismiyle Fener Köyü sınırları içinde Kızılırmak’la denizin birleştiği yere yakın ahşap bir deniz feneri yapılmıştır. Bilahare Fransızlar demirden yüksek bir fener inşa etmişlerdir.                    
Söz konusu fener bu günkü fenerin 750 mt. ilerisinde bulunuyordu. O tarihlerde bütün Türk sahillerindeki fenerlerin denetimi antlaşmalar gereği Fransızların kontrolü altında idi. Deniz dalgalarının sürekli olarak karayı aşındırması ve içeriye doğru girmesi, fenerin varlığını tehlikeye soktu.  Bir Fransız bir Macar ve Alemdar Zadelerden Kancıoğlu Recep (Özkan)’dan müteşekkil heyet başkanlığında bir grup, deniz fenerini bu günkü yerine inşa etmek için gerekli çalışmalara başladılar. 1922 yılında başlanılan faaliyet 1923 yılının Nisan ayında bitti.
       Bafra Deniz Feneri 1937 yılında Fransızlar tarafından zamanın T.C. Hükümetine devredilmiştir.

       Özellikleri:
       Denizden 50 m. içeride 7 direk üzerinde yapılmıştır. Her direk 5 m. uzunlukta olup, 3J metresi toprak altında 1.5 metresi toprak üstündedir. Yüksekliği 36 m.’dir. İçinde giriş kapısından kule üzerine kadar 99 merdiven mevcuttur.
      
       Bafra müzesi

       Büyük Camii Mahallesi, Gazi Paşa Caddesi üzerinde yer alan tarihi bir yapıdır. 1858 yılında yapılan müze binası; bodrum üstüne iki katlıdır. Dış duvarlar yığma tuğla, iç duvarlar Bağdadidir. Binanın saçakları kasetlerle kaplı ve süslüdür. Müzenin alanı 2152 m2’dir.
       Önceleri Yusuf Zade İsmail Bey isimli kişinin ev olarak kullandığı bu bina sonra uzun yıllar şehir kulübü, 1966 yılından itibaren ise Merkez Tarım Kredi Kooperatifi olarak hizmet vermiştir. 2002 yılında takas yoluyla Hazineye intikal etmiş ve Müze yapılmak üzere Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edilmiştir. Bilhare restorasyon çalışmaları ile bugünkü haline kavuşturulmuştur.
       Bafra Müzesi; Kültür ve Turizm Bakanlığınca 31.01.2007’de İl Müze Müdürlüğüne bağlı bir birim olarak yapılandırılmıştır. Zemin katı idari kısım, giriş katı Etnografya, birinci katı ise Arkeolojik eserler sergi salonudur.
       Akalan şelaleri

       Bafra’ya 43 km. uzaklıktaki Akalan Köyü hudutları içinde yer almaktadır. Aparı Mahallesinin yükseltileri arasındaki kanyonda bulunan söz konusu şelaleler, nefis, harika manzaralar oluşturup, 7 tanedir. Her birinin önünde birer göl vardır. Şelaleler, göller ve çevre güzellikleri dünyanın en güzel tabiat harikalarını oluşturmaktadır. Yol yapılması, bu tabiat güzelliklerine rahat ulaşılabilmesi ve turizme kazandırılabilmesi için çalışmalar devam etmektedir.

BARAJ GÖLLERİ

İlçemiz sınırları içinde yer alan Altınkaya ve Derbent Baraj Gölleri, ülkemizin en nadide köşelerindendir. Yaklaşık 60 km uzunluğunda olan Baraj gölleri, nefis manzaraların hakim olduğu boğaz ve alanları kapsar. Etrafındaki güzelliklerin göllerdeki yansımaları, simetrik görünümler ruhları ferahlatan, sinirleri rahatlatan manzaralar sunmaktadır.
       Kolay Beldesi, eski adı Tosköy olan Boğazkaya, Düzköy; insanı keyiflendiren, yorgunlukları attıran göl enstantaneleri ile doludur. Boğazkaya’ daki batık minare herkesin dikkatini çekmekte olup; yörenin baraj gölü altında kalması esnasında yıkılmasına gönüller razı olmamış bir eserdir.
       Bilhassa Derbent Barajı gölünün sahilleri piknik alanlarıyla doludur. İnsanlar gerek hafta içi ve gerekse de bilhassa hafta sonu buralara akın etmekte, bir tarafta oltası ile balık tutarken öbür taraftan tabiat güzelliklerini doyasıya yaşamaktadır. Yeşille mavi bölgede kol koladır. Çevrede çok sayıda nefis, lezzetli alabalık pişiren lokantalar mevcuttur.

Balık Gölleri:

İlçenin 20 km kuzebatısında Kızılırmak'ın iki yakasında yeralırlar. Bu göller irili ufaklı 33 parçadan oluşur. Göllerden bazıları; Karaboğaz Gölü, Balık Gölü, Liman Gölü, Dut dibi Gölü, Uzungöl, Hayırlı Göl, İnce Göl, Çernek Gölü, Tombul Göldür. Çevresi sazlık ve bataklık olan bu bölge, kuş gözlemciliği açısından dört mevsim çok önemli bir potansiyele sahiptir. Bu bölgemiz ülkemizin en önemli sulak alan eko-sistemlerinden birini oluşturur.

Bafra Sahilleri: ilçenin sahilleri de geniş kumsallarla kaplı doğal plajlara sahiptir.

Bedesten

Tekel Caddesi ile 100.Yıl Bulvarı’ nın kesiştiği yerin sol tarafında kalan yerleşim adasıdır. Kemerli girişleri olan tarihi mimari bugün oldukça bozulmuştur. Halen Bedesten içinde özellikle kuyumcu, saatçi, balıkçı ve kasaplık yapan esnaflar bulunmaktadır. Osmanlı İmparatorluğu tarafından 17. yüzyılda yaptırılmıştır.
Bafra Evleri
 Eski Bafra evleri Bafra Konakları olarak anılır. Mimari ve estetik güzellikleri görülmeye değer olup insanlarda hayranlık uyandırır.
Bafra Belediyesi Ali Kale Tusristik Tesisleri
       Kızılırmağın kıyısında ve şehir merkezinden l km. kadar uzakta bulunan tesisler 10 Haziran 1972 tarihinde hizmete açılmıştır. Zamanın Belediye Başkanı olan Ali Kale’nin büyük gayretleriyle gerçekleştirilen turistik tesisler aynı zamanda Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesinin de en şirin ve güzel bir dinlenme köşesidir. 130.000 m2’lik bir alan üzerinde kurulan Bafra Belediyesi Turistik Tesisleri içinde l otel, 4 motel, bir kafeterya, bir lokanta, açık hava düğün salonu,oto park yeri, tenis kortu, fitness alanları ile yetişkin ve çocuklar için bölümleri bulunan büyük bir yüzme havuzu mevcuttur. Tesisin her tarafı rengârenk çiçek bahçeleriyle donatılmıştır.           
           
EMİR EFENDİ TÜRBESİ
 Türbe şehir merkezinde olup, ilçenin doğu yakasında bulunmaktadır. Burada yatan ve Emir Efendi adıyla bilinen zatın ismine binaen bulunduğu mahalleye aynı ad verilmiştir. Türbeyle ilgili bilgi verecek kesin kaynaklar olmamakla birlikte mahallinden edinilen bilgilere göre burada yatan zatın 1878’li yıllarda Bafra’da önemli hizmetlerde bulunmuş ve ilk belediyeciliğin kurulmasına teşebbüs etmiş bir kişi olarak anlatılmaktadır.
BAFRA ŞEHİTLİĞİ
Ülkemizin bölünmez bütünlüğü, birlik ve beraberliği için şehit düşen askerlerimiz anısına yapılmış olup İlçemiz asri mezarlığı içerisinde müstakil olarak yapılmış abide ve şehit mezarlarının olduğu alandır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder